15 Aralık 2021 Çarşamba

Lahzeyn

    Birkaç gördüğümden bahsetmek istiyorum yürüyüşlerimde. Ellerimde koca koca paketler, hiçbir şeyi düşürmemek için her adımda ayrı dikkatle eve yürümekteyim ama yine de buluyorum sağa sola bakışlarımla tecessüs edecek imkanı. Yanımdaki göletten geçecekken yavaşlıyor kibar bir sürücü, tebessüm edecekken bu yavaşlığıyla onun arabasının da daha az ıslandığını fark ediyorum. Aklımda bu fark edişin tebessümüme nasıl etki etmesi gerektiğine dair sorgular... Tam karar verecekken "Herkes kuru, öyleyse herkes mutlu, hepimiz gülümseyelim (gerçi yağmurda yürüyen benim, oysa üstü kapalı arabasıyla yalnız gaza basmaktan sorumlu)" diye, biraz ilerimde başka bir gölet görüyorum, içinde bir adamcağız. Başında örgü beresi, cebinde dışarı sarkmış ucuz tütünüyle alelade bir dede. İzliyorum biraz daha, ayaklarını şapırdatıyor gölette. Önce sağ ayağıyla yokluyor suyu, sonra onu daldırıp sol ayağıyla benzer bir hareket. Bir taş mı alıyor yoksa yerden, sektirmeye falan çalışsa keşke... Fakat hayır, suyla oynamak için değilmiş eğilmesi; botunun ucunu siliyor, çamura basmış iki adım gerisindeki. Dudaklarında mutsuz bir küfür okunuyor. Bir kez daha rast geldiğim kişi şebek, şaşkın ve şetaretli olmaktansa sinirli, samut ve sevimsiz bakıyor. Tümden örtüyor dişlerimi dudaklarım, bedbahtım. 

    Bilmiyorum artık aklımdaki bin tilki mi dert mi ya da endişe fakat yürüyorum yine bir yokuştan yukarı. Kampüsün debdebesinden kaçıyor etrafımda bazıları, bazıları o kargaşaya atmakta kendini koşar adım -bu yokuş aşağılıkla da ilgili olabilir tabii. Yol iyice tenhalaşınca kendini yalnız hissediyor ileride önümdeki hanım; güvende yani, onu ne görmezden gelecek ne de etvarını dikkatler ile seyredip yargılayacak kimse var. Tek başınalığın müskir huzuruyla dinliyor kulaklığındaki müziği ve gitgide daha da keyifleniyor, belli. Kim bilir belki varacağı yerdeki insanları düşünüyor, belki varacağı zamandaki olayları. Her nedense sekmeye başlıyor o boş yolda. Önce zıplar bir sağ adım, sol ayağının hafif yanına ve ilerisine; sonra sol adım, aynı matematikte sağ ayağının ötesine... Ve artık saklayamıyorum tebessümümü, sallanmaması için çantasının kolluklarına asıldığında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder