17 Mayıs 2024 Cuma

Clarity

     Gözlerimdeki çılgın alevler sakin bir kamp ateşi koruna taklip olmuştu hızla, bunun ne derecesini takip edebildiler bilemiyorum. Kaçırdım bakışlarımı bir an-ı huzur için; biraz ayaklarımda tabanları, biraz tavanlarda ışıkları izledim. Artık gözlerimi yeniden ona doğrulttuğumda, sanıyorum, biliyordu ne diyecek olduğumu. Bu son anlaşılmanın acizliği ve ilham-aver doğasıyla bir an şaştı fikirlerim; konuşmanın, yazmanın yersizliğiyle doldu bir an zihnim, fakat sonra yeniden ciddiyet kazandı gözbebeklerim. Dudaklarım büzüldü onu takbil etmediğim seferlerin karışık duygulanımıyla kasılırcasına. Biraz hasret, daha çok halas; kokuşmuş bir sevda, malihulya, nostalgia! 

    Bunların hepsi tek kalemde dudaklarımdan süzülerek, bir nefeste, durmadan tefevvüh ettim söyleyeceklerimi. Dedim "Ben hatırlayamıyorum senin soy ismini!" 

    Bütün bar sustu. Muhabbet çekti paltosunu, masaya hayret ve adavet oturdu. Hâlâ kovmamış olduğum eski dostlarım iğrentiye yaklaşan bir bakışla baktılar suratıma. İsminiunuttuğum'un çığlıkları arasından türlü hakaretler, ithamlar seçmek mümkündü. Fakat benim gözlerimi ışık almış, kulaklarımı ise yalnızca kırılan zincirlerin gürültüsü doldurmuştu; duymuyordum ne tayiplerini ne telinlerini. 


    Bileklerimi ovuşturdum yürürken. Hayli darmış bana İsminiunuttuğum'un aldığı bileklik. İlla ki geçecek izleri. 

    Durdum dükkanın önünde. Konuşmadım fazla, anlatacak veya anlayacak pek şey görmüyordum. Gösterdim parmağımla, adam bir fiyat söyledi, verdim. Pek yakıştı doğrusu boynuma kolyem!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder