Bir süredir üzerine uzunca uğraşılmış, zaman harcanmış yazılar tertibine müsaraat edemiyorum. Öyleyse bir derleme olarak mülhimenin peşinden iltikat ettiğim şu batar satırlar burada duradursun:
Saçlarına sinmiş denizin mavisi
Gözlerin, gözlerin diyorum Elagözlüm...
Dudakların kadar kahve,
Saçların kadar mavi,
Gönlün kadar yeşil,
Gönlüm kadar kızıl,
Aşkım kadar eladır, Elagözlüm...
Uyanmak korkusuyla tebessümüne muntazır...
Sana Galata, sana yıldızlar
Ve yine sana bütün solar
mutluluklar
Dine davet bir tebessümü, küfürden saçları, şiirden parmakları ve hayalden kaşları vardı; cömert, pek cömertti dişleri; belki sesi kadar ağırdı gidişleri.
Heyecanlandığında hafiften değişirdi şivesi
sanıyorum
Beylik laflarıma pek istihzayla kısılırdı gözleri
sanıyorum
Tütünümü hiç sevmez fakat dumanını yakıştırırdı
sanıyorum
Beher züppeliğime bir cevabı hazır bulunurdu
sanıyorum
Sesim yükseldiğinde bir an çok korkar sonra öpüşlerimle affedip yine de haftalarca başıma kakar, namına tehevvürümü çocuksar ve her zaman sükunun, huzurun, rahatın, refahın, ferahın koynumda... koynunda olduğunu bilirdi
sanıyorum
Ben mektuplarımı, aklıselimin hilafına, virgülle bitirirdim, kızardı batıllığıma fakat severdi korkularımı
ve görürdü heveslerimi, yalnız duymak değil!
Seviyorum korkularını
Korkma, görüyorum gördüklerini
Fikrinle sıçrıyorum yataktan, bırakmıyor zihnimde uykuya boşluk güzelliğin!
Böyle saatlerde, azizem, başka hiçbir şey gelmiyor içimden. Senin seveceğin şiirler aramak kitaplığımda, sokaklara düşüp adım başı seni sevindirecek iltifatlar düşünmek, sana defterler dolusu mektuplar düzüp kendimi anlatmak ve "Gör, tanı beni; çok mutlu olacağımız anları hatırla!" diye çığırmak satır aralarında, sofadaki şekerlememden adını sayıklayarak uyanmak ve kelime oyunları düşünürken bir bardak su aranmak, hümoruma eşlik ettiğini hayal ederek tebessüm etmek ve senin gülümseyişinin fikrinin güzelliği karşısında mahcup olmak...
Vallahi, azizem, böyle saatlerde bunlardan başka hiçbir şey gelmiyor içimden.
Mecbur olduğumuz bu yalnızlığı paylaşalım, ve oturalım öylece mütebessim, iki başımıza.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder