21 Ocak 2024 Pazar

Zürich

Bak bu şehirde en sevdiğim sokaklar var
En sevdiklerim var ismini duymadığın
Her sevdiğime karışmalı adın

Şehrimde seni tanımayan sokaklar var
Kaldırımda çiçek, yaprağında arı
Bana değil, şâhâ, onlara acı

Balkonlarında teyzeli sokaklar var
Gözlerinde gelip geçen, dillerinde ölüp giden
Sen geçmelisin onların dahi fikrinden

Hayalimde hıyabanlar, hayalimde sokaklar var
Yeşilinden geçtiğin, kızılından kalmadığın belli
Yürüyorum ben de, sonu sana çıkar diye belki


    Bu şiirin adını "Sokaklar Var" koymamak için zor tutuyorum kendimi.
*** 


Unutma seninle aynıdır kanımız 
Tanrımızdan aldığımız
Ve ışık aynı rotayla takip eder bizi
Gece yolculuklarında ay dede bırakmaz peşimizi

Göz ucum göz ucunda
İhtiyaçlar göz önünde
Bir tek susamadığım var
Bir de söyleyemediğim


***

    İçimde Kaybolan Şehir'e bir özlem ve bunun saf aptalcalığı var. Bir Yahova şahidi gelsin de beni dinden döndürsün istiyor gibi uçucu, öylesi kararsız ruhum. Müthiş paralar kazanıp yetimhaneler kurmak, nesiller yetiştirmek istiyorum, bana tek katkısı yıllar sonra içinde bir minnet kırıntısı taşımaya devam etmek olan çocuklar. Ama, dilini ağır bir aksanla konuştuğum ülkelerde birkaç gündür tanıştığım insanlarla çeteler kurup takma adlar kullanmak da var.

    Aslında yok hiç biri. Ne seçenekler var ne de istekler. Öyle hassas bir noktadan sıkılıyor ki boğazım, nefes borum açık olsa da duruyor kan akışım. Şairane laflar aynı derecede midemi bulandırıyor keko triplerle. Nefret etmeye, tiksinmeye mecalim yok. Kaburgalarımsa hâlâ bereli konuşamamaktan.  



7 Ocak 2024 Pazar

Bir İftirak Tablosu

Arkaplanda yalnız bir piyano yok
Heyecanlı bir orkestra veya elektronik ritimler de bekleme
Arkaplanda babalarının ürkek aksanını devralmış adamlar var
İnşaatlar var manzarımı süsleyen,
                        ki bunlar hakkında yüksek laflarım meşhurdur.
Ön planda gözlerimin kızılı
Ön planda omurgamda meskun, müzmin bir ağrı
Ön planda ömrümde mahfi, mevrus bir şive.
Flashbackler halinde ömrümün bir kısmı
Hemşireyle pederin koluma sarılışı
Müsaade edin yanıma uzanayım,
                        hayır, babam ilk defa cebrediyor
                        kollarımda muhafazakar morluklar
                        dirsek içimde muhafaza aletleri var
Rahat vermediler ki rahatça uyuyayım
Doğrusu uyanmam, anlıyorum tabii, rüyadan
Fakat, doğrusu, uyanmayacağım bu söylediğim yalandan
Kardeşlerine sevginde emin oldum sevginden
"Hüm recül nahnü recül" değil mi zaten?
Böyle böyle ayrıldım hane ehlinden
                                    baba evinden
Benimse sokaklarım aşina lambalarla süslü
Bak işte tanıdı beni tütüncü
Kediler geçtiğimde ciyaklaşır 
Çiçekçi kadınlar heyecanlanırlar beni gördüklerinde
Tamam, çıktım baba evinden fakat
Artık kasiyerler gülümsüyorlar ben içeri girdiğimde