İçimde Kaybolan Şehir'e bir özlem ve bunun saf aptalcalığı var. Bir Yahova şahidi gelsin de beni dinden döndürsün istiyor gibi uçucu, öylesi kararsız ruhum. Müthiş paralar kazanıp yetimhaneler kurmak, nesiller yetiştirmek istiyorum, bana tek katkısı yıllar sonra içinde bir minnet kırıntısı taşımaya devam etmek olan çocuklar. Ama, dilini ağır bir aksanla konuştuğum ülkelerde birkaç gündür tanıştığım insanlarla çeteler kurup takma adlar kullanmak da var.
Aslında yok hiç biri. Ne seçenekler var ne de istekler. Öyle hassas bir noktadan sıkılıyor ki boğazım, nefes borum açık olsa da duruyor kan akışım. Şairane laflar aynı derecede midemi bulandırıyor keko triplerle. Nefret etmeye, tiksinmeye mecalim yok. Kaburgalarımsa hâlâ bereli konuşamamaktan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder