19 Mayıs 2024 Pazar
Eksik Sone
17 Mayıs 2024 Cuma
17 mayıs 2024
Öyle bir ilhama maruzum ki her vechesinden aynı anda hem ufalanırcasına sıkıştırılıyor hem yırtılırcasına geriliyor ruhum. Öyle merbut, öyle kısıtlıyım ki bu sahada... Müsaade edildiğim birkaç metrekarelik alanda gösterdiğim hürriyet şaşırtır sanmıştım kısıtçılarımı fakat ne çare! Dedim "Ben öyle oynarım ki bu dar yerde, kıskanır bahane üretenler; sonra acır bana tanrım, veya işte ne mümkünse, ve kurtulurum bu içinde memnun gibi davrandığım delikten." Olmadı öyle; hâlâ aynı kısıttayım. Keyiflensinler diye yaptığım dansı çirkinsemişler belli ki, zira ki kötüleşti koşullarım. Alışıyorum git gide, daha az sızlanıyorum. Ama insanın canı sıkılıyor "Ne de güzel oynamıştım, neden beğenmediler ki?" diye düşündükçe.
Bak sana çok güzel bir elbise uydurdum. Bembeyaz, yok gibi üstünde. Yok gibisin içinde. Elbisenin ceplerinde uydurduğun güzeller var. Şu cümle şuraya pek yakışmış, bırak orada kalsın. Olmayacak yerde bir çalı çırpı mı; olmayacak değildir o, Makra koymuştur, bilir o doğrusunu. Bak yok gibi cümlelerim, her anlamda, herhangi bir anlamda. Zaten bu kadar müsaade ediliyor oynamama. Bak sana uydurduğum elbiseye; bak yok gibisin içinde.
Kız oturdu yine masasına, ama her şey her zamanki gibi değil sanki. Açtı defteri, daha yeni, yalnız ilk sayfasına imza olsun diye sevdiği bir mısrayı yazmış. Aşırmış mı, aşırmışsa yukarıdan mı aşağıdan mı bilmem artık orası onu ilgilendirir. Defterin diğer sayfalarını fark etti ki gerektiği gibi bakir değiller. O tek mısradan bahseden koca bir defter. Okunmaz bir yazıyla resmetmiş o mısranın maharetlerini. Fakat biraz kazıyın altını, yalan bunlar, mendeburun övdüğü mısranın kendi değil, yazanı! Hem deftere tecavüz etmiş hem de iğfal karışmış iltifatlarına. Bir defter iltifat.
Sonra kız gözlerini kıstı biraz, ciddi şeylere bakarken yaptığı gibi işte. Yazının kıvrımları iyice karıştı birbirine. Devam etti kız gözlemeye ve kıvrımlar tek bir cümleye yoğuruldu. O cümle kısaldı, kıvamlandı, bir masumcuk harfe döndü. O bir defter iltifatı, bu kızcağız, tek bakışta görmüş oldu son durumda. "b" harfinin altında, küçük bir nokta.
Şiir:
Clarity
Gözlerimdeki çılgın alevler sakin bir kamp ateşi koruna taklip olmuştu hızla, bunun ne derecesini takip edebildiler bilemiyorum. Kaçırdım bakışlarımı bir an-ı huzur için; biraz ayaklarımda tabanları, biraz tavanlarda ışıkları izledim. Artık gözlerimi yeniden ona doğrulttuğumda, sanıyorum, biliyordu ne diyecek olduğumu. Bu son anlaşılmanın acizliği ve ilham-aver doğasıyla bir an şaştı fikirlerim; konuşmanın, yazmanın yersizliğiyle doldu bir an zihnim, fakat sonra yeniden ciddiyet kazandı gözbebeklerim. Dudaklarım büzüldü onu takbil etmediğim seferlerin karışık duygulanımıyla kasılırcasına. Biraz hasret, daha çok halas; kokuşmuş bir sevda, malihulya, nostalgia!
Bunların hepsi tek kalemde dudaklarımdan süzülerek, bir nefeste, durmadan tefevvüh ettim söyleyeceklerimi. Dedim "Ben hatırlayamıyorum senin soy ismini!"
Bütün bar sustu. Muhabbet çekti paltosunu, masaya hayret ve adavet oturdu. Hâlâ kovmamış olduğum eski dostlarım iğrentiye yaklaşan bir bakışla baktılar suratıma. İsminiunuttuğum'un çığlıkları arasından türlü hakaretler, ithamlar seçmek mümkündü. Fakat benim gözlerimi ışık almış, kulaklarımı ise yalnızca kırılan zincirlerin gürültüsü doldurmuştu; duymuyordum ne tayiplerini ne telinlerini.
Bileklerimi ovuşturdum yürürken. Hayli darmış bana İsminiunuttuğum'un aldığı bileklik. İlla ki geçecek izleri.
Durdum dükkanın önünde. Konuşmadım fazla, anlatacak veya anlayacak pek şey görmüyordum. Gösterdim parmağımla, adam bir fiyat söyledi, verdim. Pek yakıştı doğrusu boynuma kolyem!
10 Mayıs 2024 Cuma
Afv
4 Mayıs 2024 Cumartesi
l'amour à travers la langue
-
Bak en güzel ben severim seni senin dilinde Sınırsız, kısıtsız bir sevmeyle Kalemle isimleri öğrenmemiş gibi daha Yıldızların sayılamadığı b...
-
"Zelzeleler ve çığlıklarıyla halkın Handesi hep tezahür eder o hâkin" Dudaklarıdır dağlar dünyanın Ve bir tebessüme teşebbüst...