28 Eylül 2020 Pazartesi

Gurup Vakti

Yaşamak en güzel bu saatlerde olur
En güzel dizelerini bu saatlerde düşünür
                                                     bir şair.
Bir âmâ gün batımını hayal eder
Müezzin evlerine dağıtmadan çocuklar,
                                  pek güzel gülüşür.
Güneşin veda dolu tebessümü
Kimine yarınki vuslatı hatırlatır,
Kimine dünkü hüznü...
Günün aşırı ışıltısından imtina,
Tünün kasvetli karanlığından haşyet ederken
Birkaç saat huzur değer ruhuma.
Şiir okumak isterim dostlarıma
Yaprak halen aydınlık,
Karanlık halen ırak,
Arkadaş halen yakınken.
Fakat her seferinde gece illaki çöker
Tabiatıdır sohbetin ve aşkın ki muhabbet
                                                 illaki biter!
Yalnız tan vakti dinlenen bir adamın katline
                                                   gurup yeter!

Ölçü

._._ ._._ ._._ ._._
._._ ._._ ._._ ._._
._._ ._._ ._._ ._._

._._ ..__ ._._ .._
._._ ..__ ._._ .._ 

Gayri Edebî İçdökme

Bir adam gördüm
İlk kez askerde tuttuğu
Sonra ruhsatsızca ona buna doğrulttuğu
Pistolü kadar adam
Ve "silahı" sandığı
Orası kadar muktedir
Yarmağınca âli
Yardımınca enayi

Bir kadın gördüm
Kocası kadar insan değil
Kalçasından fazlası değil
Şu ilham saçan masmavi eflake değil
İkrah saçan mavi kutusuna dikilmiş gözleri
"Dendi" ve "dedi" ile dolu sözleri

Anlamıyorum
Bir insan görüyorum
Sarılasım geleceğine
Midem kalkıyor




Bunlar pek kıymetdar şiirler değiller aslında. Benim o demlerdeki dünya görüşümü aksettiriyorlar yalnızca. İstifçi kişiliğim taayyün ediyor belki ama fayda görüyorum bunları saklamakta

Eylül Ayazı

Bu karlı şehre lanetler ederek,
Anayurdumdan yakınarak
Kalpsiz ozanlar iline gidiyorum.
Havası soğuk buranın,
İnsanı ondan beter.
Esmer tenli, kıvır kıvır saçları, cilveli bir kadın
İşte şair bir ruha tanıtılmamalı bu kadın
Gülüşünün altında yatan
O sivri dişleri,
Saçları örgülü bir bakirenin merhametini
Paramparça edesi.
O sivri dişleri...

Fatura çıkışmadı bu ay ama dert değil.
Birkaç gece üşümüş,
Binkaç sefer hapşırmışız ne yazar beyim?
Bir iki fikir var kafamda
-Bilirsin beni-
İki kuruş girsin cebime perişan ederim
O metal parçalarını.
"Gülüşür şöyle şakalara
Bu üşütken günleri anarım"
Derdim
Öyle derdim ama beyim
Hiçbir plan söylemiyor
Dünü nasıl getiririm.
Şömine başında "gülüşebilirsem" ısınır içim
Tek başıma
Bir deftere anlattığım şakalarlaysa
O ateşin içine atlasam
Yine üşürüm
Ben;
Üşüyorum beyim,
Üşüyorum...
09.09.19







Eylül ayında nereden gelmiş bu serdî bilemedim. Üşütmüşüm zahar.