23 Ekim 2023 Pazartesi

Blog Tekerrür - İ Harfi

     Hocaya yakalandık... Mecbur devam ediyoruz:

icare-i muaccele: Acele ettirilen, yani hemen verilmesi gereken kira,

icare-i müeccele: Tecil edilen, yani ileride verilecek olan kira... "Gah bir nokta sukutuyla gözü kör eyler." (Tabii bu ikisi arasındaki fark eski harflerde icamla ilgili değil ama olsun)

ifrat: "Yunanca terimlerde "hiper" veya "poli" lafzıyla ifade olunan manayı tercüme etmek üzere terkibata girer --> ifratı his : hyperesthésie, ifratı tagazzi : polytrophie.

iftikar: "büyük ihtiyaç" anlamından sonra verilen örnek cümle "Lisanımızın arabiye iftikarı vardır"... doru

ihtirak noktası: Kamusta "Güneş ışınlarının toplandıkları nokta" denmiş fakat Lügatte "Bir maddenin yanması için gerekli sıcaklık derecesi" denmiş. İlkinde "eşia-i şems" lafının doğrudan "ışın, light ray" anlamına gelmesi mümkün ama anlam kayması müthiş.

incizap: "Gravitasyon" anlamı verilirken "indifa ile beraber esası muvazenei kainattır" demiş. Kahrolası Aristo, hâlâ genç dimağlarla cimada!

istasyon: "Mevkıf kelimesi varken istimaline ne hacet?"

istilzal: "Gölge altına girme" demek, ki yapısına bakıldığında aslında o kadar da şaşırtıcı değil. yine de "istif'al" babının verdiği anlamlar benim bildiğim başka bir dilde replike edilmesi kolay olmayan güzellikler çıkardığı için pek hoşnut oluyorum bazılarıyla.

istimzaç: "Nabzını yoklamak" yani "Bir kimseye bir şeyi açıkça ifade etmeden önce ne tepki alacağını dolayısıyla anlamaya çalışmak" anlamına geliyor. "mizaç" kelimesinden aavamca üretildiği söylenip "lüzumuyla beraber galattır" notu düşülmüş. E ne diyelim üstat?

istiktar: İnanılmaz bir madde, "İmbikten geçirmek (yani damıtmak) ["taktir"] daha doğru ve fennidir".!!! Üstat "Anlamları aynı ama şu kulağa daha bilimsel geliyo sanki..." demiş.

istidrak: Asıl anlamı "yetişme, nail olma" imiş fakat belli ki insanlar "anlamak" manasında kullanılıyorlarmış ki bunun galatlığına dair bir not düşülmüş. Tek başına ilginç bir örnek değil ama nereden geldiği düşünüldüğünde insanların "idrak"tan -Arapça'nın aslında bulunmayan bir şekilde- "istifal" babında "istidrak"ı getirmeleri, onların bu dille bilinç dışı bir düzeyde ne kadar haşır neşir olduklarını ortaya koyan güzel bir örnektir sanıyorum.

inkıta: "kesintiye uğramak" anlamı imruz dahi malumdur. Ayrıca "herkesten kesilip uzlete kapanma" gibi bir anlamı varmış ki gayet ilginç

infial: "gücenme" anlamı meşhur. İkinci anlam olarak "Fiil mukabili ki ruhun kabul ve mutavaat ettiği her nevi tahavvülat ve tesserüatı şamildir Fr. Passion" verilmiş. ha? Türkçe'nin felsefe dili olarak ele alınması doktara tezleri hak eden ve fakültelerce insanın hayatını adamasını gerektiren bir mevzu. Fakat sıçtımın üniversiteleri gavurca veriyior eğitimlerini. Aferin.

geğrek: "Kaburganın altı, öksüzce". Öztürkçe anatomi tabirlerine ba yı lı yo rum.

intan: "Mikrobik hastalık" demek. Yapmıyorum milliyetçilik.

indab: "(Yara) iyileşip izi kalma". Bu tür kelimelerin, özellikle şiir dünyasını fakat genel olarak insanın fikri varlığını ehem bir ölçekte artıracağına olan inancımı sanırım yeteri kadar iyi ifade edemiyorum... Aman, arif olan anlar.

ittikan: "yakin"den "bir şeyi gözüyle görmüş gibi bilme"

işar: "Yazı ile bildirm" --> işarı ahire değin: "until further notice"


    Arasam daha bulurum ama sanırım yoruldum biraz bu formattan. Anasını satayım makalenin kendisini yazmaya da bir türlü başlayamıyoruz ki...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder