13 Nisan 2023 Perşembe

Halas Şiirleri

     Bu şiirleri yazdığım defterçe yağmur çamur derken yavaş yavaş dağılmaya başladığı için, önemli bir kısmı çok da önemli olmayan, aşağıdaki şiirleri sadece kurtarmak için neşrediyorum -üç beş kişinin okuduğu yayımcıklara neşriyat demek beca mı emin değilim ama çok da umurumda değil valla-.


Karaköye doğru bir vaporda okuduğum
kitaplar kadar yalan vaatlerim

***
Aşağıdaki, kendisinden çok daha büyük bir bütünün bir küçük paresi olarak tasarlanmış olup benim hakikatte yalnız bir mühendis olmam bilgisiyle soyu kurutulmuştur, şimdilik: 

Endülüs'te raksa, Kudüs'te valse kadirsin
Güneşin şavkınca, kalemin mürekkebince
uzanır hükmün
Şark ihtişamına hayran
Garb hüsnüne seyran
Kavlin âlemde hükümran
Sana yeis nabeca Emperator evladı!
Küfrün iltifatla musavi
Selasetin elbet semavi
Cari bir nutk-u mai
Sihrin dilinden mi Emperator kızı?

Hatırlamak lazım ki kısm-ı saniyi yazdıktan sonra mühendisliğimi bahane etmem gerektiğine karar vermemin bir nedeni de şu sıralar uğruna destanlar yazmaya değer bulduğum tek şeyin Bosfor'un diğer yanında ulaşılmaz bir kızıl elma olması. Yağmur teşvik etse de sıcaklar müsaade etmiyor kanatlarımın Kız Kulesinden Galataya uzanmasına ve muhalif esiyor rüzgar. Selam olsun üzerimden süzülen vaporlardaki âşıklara, kendim çiçekler takdim edemiyorum artık kendilerine. ah o kadar ki söyleyeceklerim, söylemeyeceğim.


***


Anakronik bir idrakte musırım
Nefesinle hemdem ısrarım

Bunlar edebiyat tarihi için önemsiz, fakat zamanı geldiğinde esatirden bahseden bir ateş-nefesin diline çizikler atacak dizeler. Suratlarına tükürdüklerim, işte o gün, dehşete düşecekler. Ve emin olun dostlarım, o gün her birinizin yüzünden terör akacak. Korkmayın, rabbim misteriyöz yollarıyla hepinize adil olacak.


***


Ne ölümleri anlayabildim ne delirmeleri
İki kalbim leventte yatıyor
Bosfor'dan esrar dolu çantam
Kızıl yaka, dik baş, yüksek katlardan romansı izledim.
Makineleşmiş bir cinsellik peşinde
hep bunun peşinde arzular
Aynı ritim, hempay olup
Hürriyete yürüyelim!
İnanın
Bildiklerimi anlatıyorum
Tüm kalbimle
İstemeden
Aşkla
Huzurla!


Hiç kimse bilmiyor neden bu kadar berbat hayatlar yaşadığımızı. Dinlemiyorlar da... Dinlediklerindeyse konuşmuyorlar bile! KAHROLASI İNANMAZLAR.

***

Sensiz huzura muhtaç bıraktılar beni
Kase-i elmaslarla deryuzeye koydular beni
Sayfalarımın ateşiyle ısıttılar beni
Kurun-u vustada kacak ettiler beni
Zeban-ı sehharıma yuf
Hayal-i kahharıma hem yuf
Giryan-ı seylabıma yuf
Ah-ı sehab-kârıma hem yuf!


Bir kolosusun yıkılışı. Paris'ten Berlin'e bütün dünyanın yanmasının gerekmesi gibi büyük Çöküş'ten önce, işte öyle bir dehşet görülmeli bu izmihlalin vahşetinde. 
Ağlayan bir babanın sarsıntısı gibi yani bu yuf'lar. Buğz-kâr, bedduada bir resulün natıkasından yayılan bir fırtına gibi yani, çektiği hu'ların hem-sureti yani bu yuf'lar. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder