T harfi beni mahvetti, tedmir etti; tebah oldum.. Ulan bir lisanda "helak etmek" anlamında 5 kelime olur mu? Neyse, parça parça yayımlayacağım bu harfin notlarını. Bu da üzerine çok az uğraşılmış ilk kısmı:
taammüm: İlk anlamı "Umuma ve cümleye ait olma/ yayılma" ki şaşırılacak bir şey yok. Düşülen muhteşem nottansa Arapça asıl anlamlarını öğreniyoruz: "Arabide başlıca 'imame'den sarık sarma ve 'amm'dan amca olma manalarına gelir." Our magnificent bastard tongue!
taassup: Anlamlarda bir ilginçlik yok. Yine Arabiyle farkı anlatan notu ekliyorum: "Bu kelime Arabide başlıca ... asabiyet-i milliye manasıyla müstamel olduğundan, memduh; ve lisanımızda ise en ziyade ... Avrupalıların Fanatisme tabir etitkleri meal ile kullanıldığından mezmumdur."
taayyün: Üçüncü anlam olarak "ayan sırasına geçme, kesb-i itibar ve haysiyet etme" verilmiş ki "lisanımızın muhteriatındandır". Türkçenin arabiye parmak çektiği her örneği beğeniyorum.
tabaat: Akşam akşam çok küfrettim bu maddeye. Böyle bir kelime yok, tıbaat olacak o.
tababet: Bu da Türkçede var sadece. Arapçada tibabet varmış ama anlamı farklıymış. Emin bunu umursamamış.
tabeserahu: Bu kabilden arabi terkiplerin bitişik yazılması gerekir sanıyorum; yoksa "tâbe serâhu" yazardım. "Toprağı iyi ve pak olsun" demekmiş; ben severim böyle dua laflarını.
tabiye: Kamus'ta "yerli yerine koyup hazırlama, tertip etme", Muhit'te "Askeri yerli yerine yasamak" şeklinde verilmiş ki burdan da "yasamak: düzen vermek, düzene koymak" kelimesini hatırlıyoruz. Yunus'tan "Cümle âlemler üstüne hayr u şerri sen yasadın". İşin güzel kısmı bu kelime o zaman Fransızca'daki tactique kelimesinin tam karşılığı! Bu anlamda örnek Safâ'dan: "Şinasi'nin muvaffakiyetsiz bir tâbiyesi yüzünden aralarına bir düşman gibi girmişti.". Son olarak bugünki "tabya" lafzı da bundan galat.
tahaffuz: Kendini muhafaza etmek anlamına geldiği açık. İlginç nokta "taarruz mukabili" olması. "Başkasına tecavüz ve taarruz niyetinde olmaksızın mücerret kendini taarruzat-ı muhtemeleye karşı muhafaza ve müdafaa için tedbirli davranmak demek" olması. Bir de bundan gelen...
tahaffuzhane: Karantina evi
tâhûn: Değirmen demek. İlginç bulduğum nokta buna "lüzumsuz" kaydının düşülmemiş olması.
tahzib: "Boyama (Başlıca saç ve sakal hakkında müstameldir." Kaşık attıran kelimelerden.
tahyir: Basitçe "iki şey arasında muhayyer bırakma" gibi bir anlamı var. Şık
takanak ->takıntı: "Küçük önemsiz borç" anlamında kullanılıyormuş. Bu anlamda Kamus'ta yok ama çok hoşuma gitti.
takasur (tefâ'ul): "Bir iş görmeye iktidar var iken görmeme" Allah'ım, bir kaşık daha!
takaza: "Tediye-i deyn için medyunu sıkıştırma, tazyik" Ulan arapça harbi güçlü lisan.
takazzuh: Yahu Türkçe kamus okuyarak nasıl fransızca öğrenir insan?! Bu kelime frenkçede "irisation"a tekabül eden "Güneş ışınlarını çözüp renkleri ayrı ayrı ve gökkuşağı sırasında gösterme" anlamına geliyormuş!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder