8 Kasım 2022 Salı

Ümitvarem - Je ne suis pas seul

     Bu şiiri direkt Mülhime'nin elinden gördüm. O zamanlar, son üç mısraına dek, tümden yabancıydı bana, hiç anlamamıştım; şimdiyse biraz daha eriyor aklım. Evvela şiirin kendisini bırakalım:


Je ne suis pas seul

Chargée
De fruits légers aux lèvres
Parée
De mille fleurs variées
Glorieuse
Dans les bras du soleil
Heureuse
D'un oiseau familier
Ravie
D'une goutte de pluie
Plus belle
Que le ciel du matin
Fidèle

Je parle d'un jardin
Je rêve

Mais j'aime justement.

-Paul Éluard

    Öncelikle söylemem gerek: bu şiirin sonunu uzun zamandır pek çarpıcı buluyorum. Kendim söylüyormuşum gibi hissettiren laflar "Bir bahçeden bahsediyorum/ Düşlüyorum/ Fakat yalnızca seviyorum" Fakat yine kendi önüme geçiyorum; müsaadenizle ilkin beni kendi tercümeme zorlayan, 
karşıma çıkan Türkçe çeviriyi arz edeyim:


Yalnız Değilim

Dudakları yumuşak meyvalarla dolu
Bin türlü çiçekle donanmış bakar 
Güneşin kollarında ağır edalı
Tanıdık bir kuşla hemen sarmaş dolaş 
Tek yağmur damlasıyla hemen de mutlu 
Tanyerinden daha güzel cana yakın 
Daha sadık vefalı
İşte size bir bahçe işte size bir rüya 
Seviyorum gene de
Seviyorum dosdoğru erkekçe 

Çeviren: A. Kadir

    Şimdi, çevirmene tüm saygılarımızı sunduktan sonra sormaya başlayalım: Ey kadirşinas okuyucular, siz ilk nazarınızda inanır mıydınız bu çevirinin yukarıda arz ettiğim şiirden yapıldığına? İnanıyorum ki okumaya başlamadan hemen önce yalnızca kâğıt üzerinde mürekkep lekeleri olarak göründüğü hâliyle dahi şiir bize bir şeyler anlatmaya ya da en azından bir anlama sahip olmaya başlar. Şiirde büyük harf küçük harflerin seçimi, noktalama, satır atlamalar ve bu satırların uzunlukları gibi unsurlar yalnızca okuyucuya o yazıyı nasıl telaffuz etmesi gerektiğini anlatan işaretlerlerden ibaret değildirler. Hayır, bunlar şiire içkin unsurlardır. (Bu noktada Nâzım'ın Moskof yolunda, daha Kiril harflerini dahi okuyamadığı hâlde, tesadüf ettiği Mayakovski'nin bir şiirinin formundan etkilenip yazdığı söylenen "Açların Gözbebekleri" şiirini hatırlamak gerek diye düşünüyorum.) Dolayısıyla iddiamız eldeki şiiri Türkçe-söylemek değil de tercüme etmek ise bunlara saygı göstermek durumundayız. Ayrıca çevirmen öylece vahiy alır gibi kelimeler sıkıştıramaz şiire. Her eklediği ve çıkardığı için hesap vermek durumunda hissetmelidir kendisini şaire. Otomatik yazı misali "otomatik tercüme" gibi bir deney yapmıyorsak her hamlemiz hesaplı, her çizgimiz bilinçli olmalıdır. Bunları söyledikten sonra kendi hadsizliğimi de arz etmek ve üzerine, tuttuğum yönteme ve birkaç şeye daha dair, birkaç laf etmek niyetindeyim: 


Yalnız Değilim

Yüklü
Dudaklarında hafif meyvalarla
Süslü
Bin muhtelif çiçekle
Muhteşem
Kolarında güneşin
Mutlusu
Aşina bir kuşun
Mesrur
Yağmurun tek damlasıyla
Daha güzeldir
Sabah semasıyla kıyaslansa
Emindir

Bir bahçeden bahsediyorum
Hayal ediyorum

Fakat yalnızca seviyorum

Tercüme eden: Oğuz Ç.

    Evet, bu yazı bir şiir analizi hüviyeti taşımadığı için çok daha teknik hassasiyetlerimden bahsetmek niyetindeyim; belki başka bir gün şiirin ne hissettirdiğine dair, biraz da kendi manzum laflarımla süslenmiş, bir yazı yazarız. Öncelikle "léger" kelimesini doğrudan "hafif" diye çevirmem biraz ucuz hissettirmedi desem doğru olmaz fakat "yumuşak" demekten yeğ olduğuna kaniyim. Şairin ankasdin bu kadar geniş bir kelime kullandığına inanarak benzer tarik tuttuk. Bu mısrada bahsetmek istediğim başka bir unsur "meyve" kelimesinin bu standart dışı versiyonunu tercih etmek. Burada amaç "dudaklarında" lafının kalın ünlülerle başlattığı sadayı birkaç hece inceltip sonra yeniden tesis ederek sese bir hareket sağlamaktı. Bu kabilden hesapların lüzumuna ve mahiyetine dair fikirlerim zamanla değişebilir.

    "Bin muhtelif çiçekle" kısmının Türkçede biraz kısa kaldığını düşünsem de münasip kaynaklardan ek kelime uydurmaktansa okuyucunun ilk kelimeyi bir nevi medle okumasını ummak daha uygun sanırım. Bunu takip eden birkaç mısrada aradığım aliterasyonun açık olduğunu sanıyorum. Her ne kadar bunu vuzuh-i ifade rağmına yaptığım iddia edilebilecek de olsa böyle bir tarizi kabul etmem; şairaneliktir efendim, olduğuna inanıyorum böyle züppeliklere cevazımın. 

    Benzer bir arayışı "Yağmurun tek damlasıyla/ Daha güzeldir" kısmında görebiliriz zira okuyucudan "Daha" kelimesini tek ve uzun bir hece olarak telaffuz etmesini bekliyorum. Terkine ne kudret ne de sebep bulabildiğim bir ritim beklentisi var vicdanımın ve elime fırsat geçtikçe böyle küçük küçük tatmin etmekten memnunum bu hissi. 

    Son notumsa şiirin sonunda "Hayal ediyorum" mu yoksa "Düşlüyorum" mu denmesi gerektiğine dair. Emin değilim. İlkinin anıştırdığı ahenk hoşuma gitse de sanırım doğrusu ikincisinin saflığı, zira konuya daha muvafık olur böylesi: Hiç lüzum yok kelimelerle kirletmeye; seviyorum, seviyorum safi.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder