23 Kasım 2022 Çarşamba

Musahabe-i Sanat

    "Hayır, beyler, hayır! Müsaade ediniz biraz olsun toparlayayım lafı. Evvela mutabık olmamız gereken bir unsur var: Sanatın güzellikle hiçbir ilişkisi yoktur!" Muhataplarının ettiği iddialı lafı sindirmelerini beklerken derin bir nefes daha aldı ve sakince izin verdi dudaklarının arasından geri süzülmesine. Şiddetle itiraz etme güdülerini tekmil nezaketleriyle izhar eden dostlarını aynı üslupla reddettikten sonra devam etti tartışmasına:
    "Sanatkârın amacının güzellik olması nasıl mümkün olabilir ki? Bir klasik dönem ressamının eserlerinde bir bedaat, bir ihtişam, belki şaşaa veyahut malihulya vesaire vesaire bulunabilir elbet fakat gerçekten bunlarla ilgili midir o eseri sanat yapan unsurlar? L'Ange Déchu'de bizi çarpan Lucifer'in cemali midir hakikaten, veya Cabanel'in onu ne denli güzel resmettiği? Hayır, böyle olmasa gerek." 

    "Fakat niçin böyle olmasın, kuzum, güzelin peşindeki serüvendeki adımlarımız değil midir sanat?" diye araya girdi Vav, "Güzeli bulmaya, elimiz yetiyorsa onu yaratmaya ve yeniden yaratmaya çalışıyoruz yalnızca." 

    "Sorun şu ki bu yaratım meselesinde dahlimizi hadsizlik hâline sokuverecek bir rekabet mevcut!" diye yeniden ele aldı sazı Nun. Ettiği lafın bir anlam ifade etmeyecek kadar süslü olduğunu fark edip izaha girişti derhal: "Tutalım ki güzelliğin peşindeyiz. Ve diyelim ki 'Güzel, insanın kendisine mâil olduğu şeydir', yani ki tanım gereği insanı kendisine çeken, kendisiyle hemhal olma dürtüsü yaratan eşya güzeldir. Biriniz çıkınız da bana şu kızın tebessümünden daha güzel bir nesne gösteriniz!" Masayı sahiplenen bir postür, meydan okuyuşunda zerrece mecaz bulunmadığını belli eden bir kararlılık ve nezahetle, letafetle, hatta belagatle donanmış bir işaret ediş arz ediyordu Dal'e doğru. Kızcağız bu beklenmedik teveccüh karşısında utanç ve şaşkınlıkla gülümsemiş bulundu ve daha da güvenlendi Nun. "İşte şu gözlere bakınız, gören gözlerinizle, siz ey ehl-i şiir ü resim! Bunların kısılışını istediğinizce tasvir edininiz, ben mısralarca anlatayım bazılarınızla ve bazılarınız tuvallerce replike etsin; bundan, yani bir replikasyondan başka nedir ki başardığımız, yarattığımız? Hâlık-ı ecmel yaratmış işte en güzelini, bununla boy ölçüşemeyiz! Öyleyse, diyorum ki, Tanrı'yla aşık atmaktan ibaret olan güzellik yaratmak ve tüketmekle ilgilenmeyelim. Müsaade edin sanat, 'insan olmak' ile alakadar olsun! Ben Dal'in parmaklarından okuyayım beni daha insan yapan satırları ve siz bir başkasının nefret dolu bakışlarında arayın aynısını."



Devam edebilir...
ama söz vermiyorum :P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder