6 Temmuz 2023 Perşembe

Rialto'da

Timsal-i hayat fakat bir küçük haneye mahpus
Pencereden sızan bir ocak ateşiydi güzelliğin
Aldım o titrek ışığını gönlümün dalgalarında
Yakamoz gibi fersahlarca dirilttim


***


     Bir zaman oluyor fark edeli ki yazdığım birçok şeyi sanki bir elimde kadeh varmış gibi inşa ediyorum. Yahu ben içki sevmem ki... Onun için şaraplı sözler yerine kafeinli veya, bu örnekte olduğu gibi, süt kokulu ifadeler aramaya başladım. Tüm şairliğimde kendini çığlıklarla ortaya koyduğunun vazıh olduğunu zannettiğim bir arayış hamlığı burada da görünüyor tabii ki ancak bunun ayrı bir hususiyeti var ki sanki Fransız romantiklerinden günümüz Türkçesine iyi tercüme edilmiş bir kıta gibi duruyor. Bundan, en azından şimdilik, müşteki değilim. Fikrin pek hoş olduğuna kaniyim ve artık annem de anlasın istiyorum şiirlerimi. 

    Elim güçleniyor yaşama oyununda; o yüzden tonu da biraz değişik son zamanlarda yazdığım bu notların: Çok daha serbest, umursamaz ve her şeyiyle açık yazıyorum artık. Ne korkacak bir şeyim var ne de ümit edecek. Hayallerim kışlıklarla kaldırdığım bir ceketimin cebinde bekliyorlar beni; yani ki mevcutlar fakat hazır değiller hiçbir fikri meclisimde. Ya da farkında değilim beni uğrun uğrun izlediklerinin, bilmiyorum. Her şeyimle çok sağlıklıyım, fakat tespit edemediğim bir yerimden kan tadı alıyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder