6 Temmuz 2023 Perşembe

İzahat

    Mükerrer bir körlük ısrarına karşı her sabır bir gün tükenir!


    Üstümde alışılmış bir ağırlık ile yürüyordum Moda sokaklarında. Zihnimde olacaklara dair bir tedirginlik ve vücudumda olmuşların bıraktığı izlerle zerrece belli etmiyordum etrafa kimliğimi, kimsenin kimsenin kimliğini merak ettiğinden değil de, laf ola beri gele. O gün daha da ağrımaktaydı bedenimdeki eğrilikler, anlamalıydım bunun hangi kıyamete alamet olduğunu, fakat bıkkın çocuksuluğum bir nişan-ı zi-şan gibi menkuştur düğmelerime; sezemedim yani başıma gelmeyecekleri.

    Artık bütün bütün tavsımış, deyiniz ki pörsümüş bir hayaldir zihnimdeki varlığı. İnanmadığım tanrıların istivasına öykünen bir bıkkınlıkla yaklaşıyorum sanırım sevmeye: Bütün imkanlara sahiptim, hâlâ daha öyleyim fakat bu yoktan sevgi yaratmacılığın bir sonu gelmeliydi sanırım artık; artık bıkmalıydım yaratmaktan; artık dinlenmeliydim yarattıklarımın hatırasını hiç düşünmeden.



***


    Musır bir çaba gösteriyorum belli bir yetiyi edinmekte ki o, bu yukarıda okuduğunuza benzer yazıları üretebilmekten ibarettir. Hemen hiçbir olay barındırmayan, barındırdıklarının da sıhhatiyle, gerçeklikleriyle veya tutarlılıklarıyla zerrece ilgilenmeyen ve buna rağmen okunası olabilen yazılar... Bu yetiyi edinmeye çalışırkenki müsveddelerimin gereğinden fazlasını burada paylaştığım dermeyandır fakat bir tür dışavuruma ihtiyacım var. Birçok mecliste tekrar ettiğim bir laf, o yüzden burada da daha önce söylediysem tekerrürden korkmuyorum, ama bazen gerçekten zorlanıyorum yaşamakta. Hele hayal edecek şeylerimin azaldığı günler oluyor ki onlarda gerçekten zonkluyor yaşamaya çalışan yerlerim. Bu hissi dışavurmanın sanki bu konuda bir şey yapıyormuşum hissi yaratması beni rahatlatıyor sanırım. İşte bu yüzden yazıyorum.

    Neden yazdığıma dair çok düşünüyorum bazen. Bazen çok güzel cevaplar buluyorum buna hatta. Bu cevaplarımı ilk elden beğeneni görmedim şu âna kadar ama; illa ki bi' süslemek, bi' kendimiz gibi anlatmak gerekiyor. Bundan hakikatin belagat olmadan değersiz olduğu ve Aristo'nun tarihin en hikmetli zatı olduğu ve insanı hakikaten anladığı gibi anlamlar da çıkabilir söylediklerimin tamamen yanlış olduğu anlamı da. Bilmiyorum, önemsemiyorum da açıkçası. Şu cevabın pek zihnimde mükerrer olduğu ve bundan dolayı hakikate kurbuna inandığımı söylemek isterim ama: Söylemek, hayallere bir gerçek kisvesi giydiriyor. İnsan dualarını sesli söylediği zaman en azından telaffuz edilmek hasebiyle hakikatle ilişki kurmuş oluyor hayaller ve bu bile yetiyor bir parçama. Bunu söylemiş olmakla beraber: ben artık şarkı dinlemek değil, söz yazmak istiyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder